Engelli İnsanlara Ne Denir? Bilimsel Bir Bakış
Hepimiz zaman zaman insanları tanımlarken dilin gücünü fark ederiz. Ama birini tanımlarken kullandığımız kelimeler, sadece o kişiyi değil, toplumsal yapıyı ve değerleri de yansıtır. Engelli bireyleri tanımlarken kullandığımız ifadeler de bu noktada büyük önem taşır. Engelli insanlara ne denir? Bu soruya bilimsel bir perspektiften yaklaşarak, dilin gücünü ve etkilerini inceleyeceğiz. Hem dilin toplumsal etkilerine hem de engellilik kavramının evrimleşen tanımlarına değineceğiz.
Engellilik Nedir?
Engellilik, genellikle fiziksel, duyusal, zihinsel veya psikolojik işlevlerdeki bir kısıtlanma olarak tanımlanır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) engelliliği, sadece bir bireyin fiziksel veya zihinsel kapasitesindeki sınırlamaları değil, aynı zamanda bu sınırlamaların toplum içindeki etkileşimlerle nasıl şekillendiğini de göz önünde bulundurarak ele alır. Yani engellilik, hem bireysel hem de toplumsal bir kavramdır.
Birçok kişi, engellilik tanımını yalnızca fiziksel kısıtlamalarla özdeşleştirir. Oysa bilimsel açıdan engellilik, çok daha geniş bir kavramdır. Örneğin, körlük, işitme kaybı veya hareketsizlik gibi fiziksel engellerin yanı sıra, öğrenme güçlükleri, otizm spektrum bozuklukları ve zihinsel engeller de bu tanıma girer. Yani engellilik, sadece bir vücut işlevinin eksikliği değil, bireyin toplumsal yaşantısını ve potansiyelini nasıl etkileyen bir durumdur.
Engelli İnsanlara Ne Denir? Terimler ve Toplumsal Algı
Engelli bireyleri tanımlarken kullanılan kelimeler, sadece dilin bilimsel yapısını değil, aynı zamanda toplumsal algıları da şekillendirir. “Engelli” terimi, en yaygın kullanılan ve bilimsel olarak kabul edilen bir tanımlamadır. Ancak bu terim, zaman içinde farklı bağlamlarda ve farklı toplumlarda değişiklik göstermiştir.
Engelli kelimesi, sağlık profesyonelleri ve toplumun genelinde kabul görmüş bir terim olsa da, bazı engelli bireyler bu kelimenin olumsuz bir çağrışım yaptığını hissedebilir. Bu yüzden son yıllarda “bireysel farklılık” ve “özellik” gibi daha nötr ifadeler de kullanılmaya başlanmıştır. “Özürlü” terimi ise genellikle olumsuz bir anlam taşıyan ve toplumsal stigma yaratabilen bir kelimedir.
Peki, engelli bir kişiye hangi terimi kullanarak hitap etmek, en doğru yaklaşım olur? Bilimsel bir açıdan bakıldığında, kişinin tercihleri büyük önem taşır. Birçok engelli birey, “engelli” terimini benimsemişken, bazıları daha az belirleyici ve yargılayıcı olan “yetersizlik” veya “işlevsellik” gibi kelimeleri tercih edebilir. Örneğin, bazı uzmanlar engelli bireylerin “görme engelli”, “işitme engelli” veya “motor beceri engelli” olarak tanımlanmasını önerir. Bu, engelliliği daha spesifik ve bilimsel bir şekilde ele alır.
Bilimsel Verilerle Engelliliğin Toplumsal Rolü
Bilimsel araştırmalar, engelli bireylerin toplumsal yaşantıya katılımını artırmak için dilin önemini vurgulamaktadır. Birçok araştırma, engelliliği tanımlarken kullanılan dilin, toplumdaki engelli bireylere yönelik tutumları şekillendirdiğini göstermektedir. 2018’de yapılan bir çalışma, toplumsal medyada kullanılan dilin engelli bireylerin toplumda nasıl algılandığını etkilediğini ortaya koymuştur. Çalışma, “engelli” yerine kullanılan olumsuz dilin, engelli bireylerin toplumdan dışlanmalarına ve toplumsal fırsatlardan mahrum kalmalarına yol açtığını vurgulamaktadır.
Diğer bir önemli araştırma, engelli bireylere yönelik olumsuz dil kullanımının, hem bireylerin kendilerine olan güvenini hem de genel olarak toplumun engellilere yönelik empati düzeyini azalttığını göstermektedir. Bunun yerine, daha kapsayıcı ve nötr dil kullanmanın, toplumsal bağları güçlendirdiği ve engelli bireylerin toplumsal rollerini daha güçlü bir şekilde yerine getirmelerine yardımcı olduğu gözlemlenmiştir.
Kapsayıcı Dilin Önemi
Bilimsel bakış açısıyla, kapsayıcı dil kullanmak, sadece bir kelimenin ötesinde, bir toplumun engellilik ve toplumsal cinsiyet gibi konularda ne kadar açık fikirli ve adil olduğunu gösterir. Kapsayıcı dil, herkesin eşit bir şekilde temsil edilmesini sağlarken, engelli bireylerin de toplumda kendi yerlerini bulmalarına olanak tanır. Ancak kapsayıcı dilin anlamı, sadece kelimelerle sınırlı değildir; aynı zamanda bu dilin arkasındaki düşünceyi ve yaklaşımı da değiştirir.
“Engelli birey” ya da “görme engelli” gibi ifadeler, daha doğru ve saygılı kabul edilse de, her bireyin bu terimleri nasıl algıladığını anlamak önemlidir. Peki, dildeki bu nüanslar, engelli bireylerin toplumsal yaşantılarında ne gibi değişikliklere yol açıyor? Duyarlı ve açık fikirli olmak, yalnızca doğru kelimeleri kullanmakla ilgili değil, aynı zamanda engelliliği toplumsal bir engel olmaktan çıkarıp, çeşitliliğin bir parçası olarak görme meselesidir.
Sonuç: Dilin Gücü ve Engelliliği Anlama
Engelli insanlara ne denir sorusu, sadece bir dil meselesi değildir; aynı zamanda toplumsal algı, empati ve adaletle de ilgilidir. Dil, engellilik gibi önemli bir kavramı nasıl anladığımızı ve bu anlayışın toplumun her kesimine nasıl yansıdığını gösterir. Kapsayıcı ve saygılı bir dil, engelli bireylerin toplumda daha görünür ve etkili bir şekilde yer almalarını sağlar.
Sizce, engelliliği tanımlarken kullanılan dil, toplumdaki engelli bireylere nasıl bir etki yapıyor? Engellilik hakkında kullandığınız kelimeler ve ifadelerle ilgili nasıl düşünüyorsunuz? Yorumlar kısmında düşüncelerinizi paylaşarak bu önemli konuya katkıda bulunabilirsiniz!